Kayıtlar

İzin

Seneler, çok seneler önce herhalde 'daha soyut, buğulu' sayılacak bir ortamda; farklı sebepler gerekçesiyle bir şeyler karalıyordu insanlar. Para kazanması gereken kimileri vardı, gazetede yayınlayacaklardı yazılarını 1800'lerde. Kimisi gerçekten, susturamadı gözü önünde oynanan öyküleri. Kimi de içinde taşıdığı yorum tellalının öfkeli çıkarımlarının güdümüyle döktürdü toprağı taşı kullanıp düşüncelerini, inançlarını. oyun yazdı, roman yazdı, hikayeler dizdi insanlar seneler önce yapanı belli olan bir masada. Evet yapanı belli olan, nitekim ne fabrika vardı, ne endüstri. Daha gerçek daha küçük ve tanımlanabilir bir dünyaları vardı çaresiz bir ışık altında yazı yazarken onların. etrafları küçüktü fakat dünya büyüktü, bilgeydi. Ve biz belki de iletişim açısından dünyayı yendik. Etraf büyüdü, gel gör dünya boyun eğdi. Dünya küçüldü, peki benim tuşlara vurarak yazdığım bu satırların da değeri paralel mi değişti? benim yazdıklarım, bizim yazdıklarımız...  Haklı ya da haksız, kağ